Türk Medyasında Tekelleşme Sorunu – (İnceleme)

Türk Medyasında Tekelleşme Sorunu – (İnceleme)

Makale, basın sektöründeki teknolojik gelişmeler, dışa açılma çabaları ve ekonomik değişimler de holdingleşme ve rekabeti ele alıyor. Türkiye’de dışa açılma çabalarının, medya yapılanmasında patron kontrolünü artırdığından söz ediyor. Makalede, basın sektöründeki işletmelerin genellikle büyük patronlar tarafından yönetildiği ve bu durumun rekabeti zorlaştırdığı, tekelleşmeye yol açtığı ifade ediliyor. Yazar, tekelleşmenin sektörde dışa kapalılığa, rekabet zorluklarına ve kamplaşmaya neden olduğunu söylüyor. Çeşitliliği artırmak, rekabeti güçlendirmek ve etik kurallara vurgu yapmak gibi çözüm önerileri sunmaktan söz ediyor. Makale, basın sektöründeki holdingleşme ve tekelleşmenin etkilerini özetliyor ve çözüm önerileriyle sektörde daha sürdürülebilir bir yapı oluşturmaktan bahsediyor.

Türkiye’de medya sektörü, büyük holdinglerin hakim olduğu bir yapıya sahip. Holdingler şunlardır:

Doğan Yayın Holding, Hürriyet, Kanal D, CNN Türk gibi medya kuruluşlarına sahiptir.

Turkuvaz Medya Grubu, Sabah, ATV gibi gazeteleri ve televizyon kanalları bulunmaktadır.

Çukurova Medya Grubu, Akşam, Show TV, Digiturk gibi medya alanlarında faaliyet gösterir.

Ciner Yayın Holding, Habertürk TV, Gazete Habertürk gibi medya şirketlerini içerir.

Doğuş Yayın Grubu, NTV, CNBC-e gibi televizyon kanallarına sahiptir.

Bu holdingler, medyanın yanı sıra diğer sektörlerde de çeşitli yatırımlara sahip.

Türkiye’de medya sektörü, holdinglerin etkisi altında büyük bir dönüşüm geçirdi ve bu holdingleşme, sermaye piyasalarına avantajlar sunarken, aynı zamanda tekelleşme ve rekabet sorunlarına neden oldu. Basın sektörü, özellikle reklam gelirleri üzerinde yoğunlaşan bir oligopol yapıya sahip ve yeni girişimciler için dağıtım zorlukları engel oluşturuyor.

Hâkim holdingleşme, sektördeki tekelleşme sorunlarını artırdı. İşletmelerin ileri teknoloji ve rekabet avantajı elde etmek için holdingleşmeye yönlendirilmesi, basında tekelleşmeye yol açtı. Bu durum, düşünce özgürlüğünü kısıtlamak, sendikacılığı olumsuz etkilemek, magazin haberciliğini yaygınlaştırmak ve küçük işletmelerin rekabet şansını azaltmak gibi sorunlar çıkardı. Gazetecilik kökenli ailelerin yerini alan holdingler, sektörü tekelleştirdi ve “concentration” sürecini başlattı. Bu tekelleşme biçimleri, medyada çeşitliliği azalttı, demokratik değerleri zayıflattı ve toplumun doğru bilgiye ulaşma hakkını sınırladı.

Makaleden anlayacağımız kadarıyla Türk basın sektöründe yaşanan tekelleşmenin üstesinden gelmek ve çeşitliliği artırmak için şu önlemler alınabilir:

Bir holdingin medya üzerindeki hakimiyetini engellemek için, holdinglerin sahip olabileceği medya kanalları üst limit ile sınırlanmalı. Her sektör için belirli bir sahiplik üst limiti belirlenmeli, kamu ile iş yapma oranına bağlı düzenlemeler getirilmeli. Yeni basın işletmelerine devlet tarafından teşvikler sağlanarak sektöre giriş kolaylaştırılmalı. Güvenilir bir yapı oluşturmak adına medya sektörü içinde etkili bir otokontrol mekanizması kurulmalı, denetimler düzenli olarak yapılmalı.

Bu önlemler, tekelleşmenin getirdiği sorunlara karşı etkili çözümler sunabilir.

Sizler de makaleyi okumak isterseniz aşşağıdaki linkten yararlanabilirsiniz;

Referans:

HOLDİNGLEŞME EKSENİNDE TÜRK MEDYASINDA TEKELLEŞME SORUNU
Barış BULUNMAZ (Maltepe Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Gazetecilik Bölümü, Yardımcı Doçent Dr.)

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/165780

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir